Koronavirüs salgınını bitirmek amaçlı başlatılan aşı çalışmaları hızla sonuç vermeye başladı. Aralık ayında ruhsat alan ilk aşıların kullanılmaya başlanması beklenmekte.

Gazeteduvar’ın haberine göre;  Covid-19 salgını tüm dünyada etkisini sürdürürken, dünya çapındaki ilaç firmaları ve araştırma laboratuvarlarının korona virüsüne karşı tedavi ve aşı çalışmalarında sona gelindiği belirtiliyor. Normal şartlarda yıllar süren çalışmalar sonucu geliştirilen aşılar, korona virüsü salgınında rekor bir hızla ortaya çıkmaya başlamış durumda.

Laboratuvar ortamında başlayan, hayvan ve insan denemeleri yapılarak üç aşamada ilerleyen aşı sürecinde faz 3 aşamasına gelen 11 aşıdan 4 tanesi yüksek oranda başarı sağlamış durumda. ABD’li ilaç firması Pfizer ile Alman biyoteknoloji şirketi BioNTech (yüzde 95), Gamaleya Enstitüsü Sputnik V (yüzde 92), Amerikan Moderna (yüzde 95) ve Oxford AstraZeneca (yüzde 70) üçüncü faz çalışmalarında alınan ilk sonuçların etkili olduğunu ilan etti.

Dünyada öne çıkan bu 4 aşının ortak özelliği, geleneksel aşılara oranla yeni teknoloji ile geliştirilmiş olmaları. Özellikle Pfizer/BioNtech ve Moderna aşılarında daha önce kullanılmayan mRNA teknolojisi kullanılırken, virüsün genetik kodundan bir parça alınarak lipozom adı verilen tabakaya kaplandıktan sonra vücuda enjekte ediliyor. Vücuda giren aşı protein üretiyor ve bu da bağışıklık sisteminin antikor üretmesini sağladığı öğrenildi.

Hacettepe Üniversitesi’nden Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova, her iki aşının da ruhsat alması durumunda mRNA teknolojisi kullanılan ilk aşılar olacağını belirtti.

Öte yandan Sputnik V ve Oxford AstraZeneca aşıları da yine yeni teknoloji kullanılarak geliştirildi; ancak diğer iki aşıdan tek farkı aşıların viral vektör tabanlı olması. Viral vektör tabanlı aşılarda da yine gen teknolojisi kullanılarak, virüsün taşıdığı genetik materyalin bir parçası, başka bir virüs içine yerleştirilerek vücuda enjekte ediliyor.

Söz konusu aşılarla ilgili önemli farklılıklardan biri de depolama ve dağıtım sırasında ihtiyaç duyulan soğutma gereksinimi. RNA’nın yapısındaki değişken nedeniyle Moderna ve Pfizer aşıları eksi 20-70 santigrat derecede muhafaza edilmesi gerekiyor. Bu da aşının nakliye, saklanma ve sürekli ısı takibi açısından özel lojistik plan ve program gerektiriyor.

Prof. Dr. Murat Akova, dünyada dağıtımı sırasında „soğuk zincirin“ sorunsuz bir şekilde işletilmesi için altyapı çalışmalarının sürdüğünü belirterek,  “Bu aşılar belirli düşük ısıda ve özel taşıma kaplarında muhafaza edebilir. Eksi 70’ten çıkartır bir defa çözdürürseniz 5 gün buzdolabında saklayabiliyorsunuz, sonra kullanamıyorsunuz. Firma özel kaplar oluşturarak ilaç taşımacılığının altyapını oluşturuyor” diyor. Öte yandan ülkeler arasında söz konusu iki aşının iklimi çok sıcak ülkelere dağıtımın zorlaşacağı endişesi hâkim.

Viral vektör aşıları ise, normal saklama koşullarında uzun süre bozulmadan dayanabiliyor. Bu Sputnik V ve Oxford AstraZeneca aşılarının dağıtımında bir sorunun olmadığını gösteriyor.

Söz konusu aşıların maliyetleri de tartışılıyor. Oxford ve Astrazeneca tarafından geliştirilen aşı doz başına en ucuz fiyatlandırmayı yaparak 3-4 $ olarak belirledi. Diğer aşı adaylarının doz başına fiyatlandırmaları Pfizer-BioNTech 19.5 $, Moderna 25-37 $, Sputnik V 9-10 $ şeklinde.

Uluslararası tıp dergilerinde ilk denemelerin ön sonuçlarının güvenilir olduğu ifade edilen aşıya ilişkin Endonezya ve Bangladeş’te insanlar üzerinde üçüncü aşama denemelerine ek olarak Brezilya’da da üçüncü aşama denemeleri yapıldı. Brezilya’da 13 bin gönüllü üzerinde denenen aşı adayının deneyleri, beklenmedik bir yan etki nedeniyle 10 Kasım’da durdurulmuş ve 12 Kasım’da yeniden başlatılmıştı.

Türkiye’de aşılamanın devam eden aşamalarında her 500 gönüllüde ara değerlendirme raporları hazırlanıyor. 6 Kasım tarihinde 518 kişi ile ilgili hazırlanan ara güvenlilik raporuna göre, aşının önemli bir yan etkisinin bulunmadığı tespit edildi. En sık görülen yan etkiler yorgunluk, baş ağrısı, kas ağrısı, ateş ve enjeksiyon yerinde ağrı olarak raporlandı. Bağımsız veri izleme komitesi, ara güvenlilik raporunda aşının güvenliliği ile ilgili çekinceleri olmadığını belirtti.

Prof. Dr. Akova da, “Çin aşısı çok uzun zamandır bilinen bir aşı yöntemidir. Çocuk felci aşısı da bu yöntemle geliştirildi. Antikor oluşturma açısından yüzde 90 etkili bir aşı” ifadesinde bulundu.

Dünya ülkeleri korona virüsüne karşı şu ana kadar öne çıkan 4 aşıdan yüklü miktarlarda siparişler verirken, Çin aşısı ile de ön anlaşmalar yapılıyor. Nitekim Türkiye, 50 milyon doz CoronaVac aşısını almak için Çin ile anlaşırken, şu ana kadar Endonezya, Çin ile 40 milyon aşı için anlaştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Pfizer/BioNtech aşısı için de ilk etapta 1 milyon doz geleceğini, yıl içerisinde ise 25 milyon dozun Türkiye’de olacağını ifade etti.

Çin aşısına ilişkin bir güven problemi olmadığını belirten Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Vedat Bulut da geleneksel aşı tekniği ile geliştirilen CoronaVac’ın kısa sürede faz3 aşamasına gelmesini şu şekilde değerlendi:

“Aşı üretiminde vakitte hızlanmanın temel nedeni informatik çalışmalar ve biyoteknolojideki gelişmeler. Aynı zamanda virüsün genomunu da çok erken ortaya çıktı. Çin’de ilk hasta 31 Aralık’ta bildirildiğinde virüsün genomu biliniyordu. Eskiden genomların incelenmesi 6 ay sürerdi; ancak şimdi 12 günde ortaya çıkıyor. Eski teknoloji ile aşıyı geliştirdiler ama dokümantasyonlarını, belgelendirmelerini Avrupa’da Avrupa İlaç Ajansı’na (EMA) Amerika’da da Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) tam olarak veriyorlar. Bizler de bu aşı çalışmalarının oradan takibini yapabiliyoruz. Ama hangi aşının en erken ruhsat alacağını henüz bilmiyoruz.”  Aşıların kişilerde geleceğe yönelik hematolojik hastalıklar ortaya çıkarması ihtimali ile ilgili de konuşan Bulut, “Bunları şimdiden söylemek çok zor. Şu an teknoloji gelişti ve artık ileride çıkabilecek sorunları da sistem içinde görebiliyorlar. Bana kalırsa ileriye yönelik bir hastalık çıkmayacak” dedi.

Aşıların bir ülkede bağışıklığı sağlaması için toplumun büyük kısmının aşılanması gerekiyor. Ülkeler bu yüzden aşı çalışmasında ön raporlarda başarı sağlayan firmalar ile ön anlaşmalar yaparken, işi sağlama alıp alacakları aşıların başarısız olma riskine karşı birçok firmayla anlaşma yaptı.

Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Bulut, ön anlaşmaların çok bir önemi olmadığını, Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) başta olmak üzere sağlık kuruluşlarının aşının her kesime ulaşması için bir dağıtım zinciri oluşturmakta hem fikir olduklarını kaydetti. Türkiye’ye gelecek aşıların zaman kaybetmeden riskli gruplara yapılması gerektiğini belirten Bulut, “Bu öncelikle sağlık çalışanları, kamu kurum görevlileri, riskli ve kronik hastalığı olanlar, virüsü bulaştırma riski yüksek olanlar diyerek sıralanmalı” dedi. Bulut, aşıların Aile Sağlık Merkezleri aracılığıyla kişilere ulaştırılmasının önemli olduğunu vurguladı.

FİYATI NE KADAR?

Çinli Sinovac Biotech firmasının Covid-19 için geliştirdiği CoronaVac aşısı mevcutta Çin’de sağlık çalışanları ve yüksek risk grubundakiler için kullanılıyor. CoronaVac aşısının tek dozu Çin’de 29 $. Aşının fiyatı ülkelere göre farklılık gösterirken Bakan Fahrettin Koca, Çin aşısının daha düşük fiyata alacaklarını belirtti.

 

Yurt Gazetesi

Fotoğraf: Freepik