Koronavirüs salgını etkisini kaybetmeden sürüyor. Başta Avrupa olmak üzere tüm ülkelerde vaka sayıları artmaya devam ediyor. Yaklaşan kış ayları ise Covid-19 korkusunu artırıyor. Peki kış aylarında koronavirüsten korunmanın yolları neler? İşte kapsamlı bir rehber…

Koronavirüs salgını hızını kaybetmeden tüm dünyada yayılırken yaklaşan kış ayları Covid-19 endişesini artırıyor. Kış ayları yaklaşır, hava biraz daha soğur ve kapalı mekanlarda daha fazla vakit geçirmeye hazırlanırken, kendimizi koronavirüse karşı nasıl koruruz? Koronavirüs soğuk havalarda nasıl davranıyor ve bu kış kendimizden nasıl uzak tutabiliriz?

Uzmanlar, koronavirüsün neden olduğu Covid-19’un mevsimsel bir hastalık olup olmadığı konusunda henüz kararsız ancak İngiliz Daily Telegraph gazetesine konuşan Reading Üniversitesi’nden Viroloji Profesörü Ian Jones, grip gibi diğer solunum hastalıklarının yaz aylarında daha az yayıldığını söylüyor.

Virüs kış aylarında etkili
Profesör Ian Jones „Bunun nedeni, nefesteki su damlacıklarıyla yayılmaları. Bu damlacıklar daha sıcak, kuru koşullarda ve daha çok UV ışığı altında daha çabuk kuruyor. Tersi de virüslerin daha çabuk yayıldığı kış ayları için geçerli“ diyor. Bazı araştırmacılar, koronavirüsün soğuk iklimlerde daha iyi geliştiğini söylüyor ve hastalığın Avrupa’da daha sıcak iklimlere göre daha büyük hasar vermesine dikkat çekiyorlar. İngiltere dahil, sekiz Avrupa ülkesinde Covid-19’dan hastaneye yatan 7 bin kişinin verilerine göre, sıcaklıktaki her bir derece atış, ölüm oranının kabaca yüzde 15 düşmesini sağlıyor.

Ancak uzmanlar, mevsimsel vaka artışlarının soğuk havadan çok, virüsün davranış biçimine bağlı olduğu görüşünde birleşiyor. Bath Üniversitesi’nden Mikrobiyolog Dr. Antrew Preston, „Kapalı mekanlara geçilmesi, büyük ihtimalle kış aylarındaki bulaşma artışının arkasındaki en büyük itici güç“ dedi. Yeterince havalandırılmayan kapalı mekanlar en riskli ortamlar olarak görülüyor.

Kapalı mekanlarda nasıl güvenle buluşabiliriz?
Southampton Üniversitesi’nden kamu sağlığı uzmanı Dr. Michael Head, „Bulaşı zincirinin başlangıcı, sıklıkla publar ya da barlar gibi kalabalık, kapalı mekanlar. İyi havalandırılan, sosyal mesafenin korunduğu ve çok gürültülü olmayan yerleri seçin. Londra ve Japonya’da yapılan araştırmalar, iletişim kurmak için insanların bağırdığı yerlerde bulaşmanın daha çok olduğunu gösteriyor“ dedi. El yıkamak ve maske takmak hala kapalı mekanlarda kendinizi korumanın en iyi yolları olarak değerlendiriliyor.

İngiltere’de açık mekanlarda maske zorunlu değil ancak İtalya’nın geneli ve Fransa’nın bazı yerlerinde, dışarıda maske de artık zorunlu. Uzmanlar maskelerin nemlendiği takdirde, dışarıdaki bakterileri durdurmayacağı, giyenin de hava damlacıkları yayma ihtimali büyüdüğü için işe yaramayacağı uyarısında bulunuyor. Dolayısıyla yanınızda yedek bir maske taşımak iyi fikir. Epidemiyoloji uzmanı Prof. Tim Spector, „Maskeler düzenli aralıklarla değişmeli ve bu özellikle nemli ve yağmurlu havada çok daha önemli“ dedi.

Evinizde alabileceğiniz korona önlemleri
Hanelerin buluşması, vaka sayılarındaki artışın başlıca nedenlerinden biri olarak görülüyor. Bu nedenle de yerel karantina kuralları uygulamaya sokuldu. Oxford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, bulaşma hastaların belirti göstermesinden önce başlıyor. Yani başkalarıyla buluştuğunuzda, bilmeden riske giriyorsunuz. Hane buluşmaları, bulaşmada bir itici güç, çünkü insanlar bu tür buluşmalarda birlikte daha çok vakit geçiriyor ve sosyal mesafeyi korumak kolay olmuyor. Cambridge Üniversitesi’nden Dr. Shaun Fitzgerald „Kendi ev ortamınızda gardınızı indirmek kolay olabilir, ancak misafirlerle çok yakın olmaktan kaçının“ diyor. Sandalyeler arası en az 1 metre mesafe bırakılması ve mümkün olduğunca bahçe ya da balkonlara çıkılması öneriliyor.

Temiz havanın gücü
Dr. Antrew Preston, „Virüsü dışarı soluyan biriyle aynı mekandaysanız, havalandırma yoksa, zamanla birikim olacaktır.“ diyor. Bu sadece Covid’e yakalanma ihtimalinizi değil, daha fazla „virüs yüküne“ sahip olma ve hastalığı daha ağır geçirme riskinizi de artırıyor. Dr. Shaun Fitzgerald da, odada birden fazla kişinin olduğu ortamlarda „pencere açın“ diye ekliyor. Fitzgerald „Daha soğuk havalarda, pencereleri açık bırakmayı sürekli düşünmelisiniz, özellikle de misafiriniz varsa. Dondurucu ceryandan kaçınmak içinse, farklı odalardaki pencereleri aralayıp, evin içindeki kapıları açarak bir havalandırma yaratılması tavsiye ediliyor. Uzmanlar, kış aylarında elektrikli bir pervane kullanılmasına karşı uyarıda bulunuyor. Çünkü pervanenin virüs partiküllerini insanların yüzüne üfleyerek, durumu daha da kötüleştirebileceği söyleniyor.

Evde çok daha sıkı giyinmenin zamanı da gelmiş olabilir. Londra’da yapılan bir araştırma, merkezi ısınma sistemlerinin, bizleri hastalıklardan koruyan boğazımız ve burnumuzdaki mukus engelini kurutarak, virüsün yayılmasını hızlandırdığını ortaya koydu.

Hava filtre cihazı almalı mıyım?
HEPA filtreli cihazlar, mikroskopik düzeylerdeki su ya da mukus partiküllerini tutabiliyor. Ancak bu filtrelerin virüsü havadan temizleyip, temizlemediği henüz bilimsel olarak kanıtlanmadı. ABD’deki Mayo Clinic’ten Dr. Gregory Poland, hava filtreleme cihazlarının işe yarayabileceğini, ancak filtrelerin düzenli olarak değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Hangi modeli seçeceğiniz konusunda da dikkatli olmalısınız. Bazı markalar, herhangi bir kanıt olmasa da ürünlerinin havayı koronavirüsten arındırabileceğini ileri sürüyor. Ayrıca, filtrelerin etkinliğinin, odanın boyutu ve filtrenin yeri olup olmadığıyla da bağlantılı olduğu kaydediliyor. Fitzgerald „Benim ilk tercihim hava filtreleri olmazdı. Bir pencere açarak odayı havalandırıabiliyorsanız, bunu yapmalısınız“ diyor. Aynı zamanda onlarca ‚UV dezenfektanı‘ internet üzerinden pazarlanıyor. Ancak hasteneler, bazı ekipmanları dezenfekte etmek için yüksek yoğunlukta UV ışığı kullanırken, bunun evlerde koronavirüs öldürmekte kullanılması mümkün değil. Uzmanlar, virüsleri öldürecek yoğunluktaki UV ışınlarının, deride yanıklara yol açabileceğini belirtiyor.

D vitamini ve bağışıklığı güçlendirmek için nasıl beslenmeli?
D vitamininin Covid-19’a karşı koruduğu veya ağır geçirilmesini önlediği konusunda, giderek büyüyen kanıtlar var. İspanya’da 76 hasta üzerinde yapılan bir araştırma, D vitamini takviyesinin, yoğun bakımda yatma ihtiyacını ciddi oranda azalttığını gösterdi. Ancak uzmanlar, 10 mcg’lik dozdan fazlasının alınmaması gerektiğini, fazlasının böbreklere zarar verebileceğini ve hatta Covid-19’u ağır geçirmenize yol açabileceğini söylüyor. Dengeli, meyve ve sebze ağırlıklı, bağırsak dostu bir beslenme, bu kış genel olarak sağlığınızı korumak adına yapabileceğiniz en iyi şey. Yeni yılda kilo verme amacınız varsa, ertelemeyin. Aşırı kilolu olmak ve hipertansiyon, diyabet ve kalp hastalıklarının hepsi, koronavirüste risk faktörü.